Uyumlu mükellefler, %5’e kadar varan vergi indiriminden yararlanabilir. Bu kanuni düzenleme hakkında bilgi edinmek için tıklayın.
Uyumlu Mükelleflerde %5 vergi indirimi
Haziran 7, 2024
KOBİ’lerin doğal danışmanı olan mali müşavirlerimizi Kalfa’ya ortak olmaya davet ediyoruz
Haziran 12, 2024

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4-y bendine göre, belirli şartlar altında finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV istisnası bulunmaktadır. Bu istisnanın kapsamı, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ve kalkınma ile yatırım bankaları tarafından gerçekleştirilen işlemleri içermektedir.

Finansal kiralama şirketleri ile bankalar, belirli koşullar altında kiracılardan taşınır ve taşınmaz malları satın alıp, daha sonra bu malları aynı kiracılara geri kiralamak üzere işlem yapabilirler. Bu durumda, söz konusu işlemler KDV istisnası kapsamına girebilir.

Ancak, bu istisnanın uygulanabilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar, genellikle Kanun’un ilgili maddesinde detaylı olarak açıklanmış olup, işlem detaylarına göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin, kiracının belirli bir süre için malı kiralaması veya kiracının kira bedelini ödemesi gibi şartlar bu istisna kapsamında değerlendirilebilir.

Bu işlemlerde, kiralayan tarafından taşınır/taşınmazın mülkiyeti kiracıya devredilecek olmalıdır.

Finansal Kiralama İşlemlerinden Kaynaklanan KDV ve Gider Boyutu

Finansal kiralama işlemleri, işletmelerin ve bireylerin taşınır ve taşınmaz malları kiralamak suretiyle ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlayan önemli bir finansman yöntemidir. Ancak, bu tür işlemler vergi açısından da önemli hususları beraberinde getirmektedir. İşte bu noktada, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 17. maddesinin 4-y bendi gibi belirli hükümler devreye girer ve işlemlerin vergiye tabi olup olmadığını belirler.

6361 Sayılı Kanun ve Finansal Kiralama İşlemleri

6361 sayılı Kanun’un 43. maddesi, finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV’nin indirim yoluyla telafi edilemeyen kısmının gider olarak dikkate alınmasını öngörmektedir. Bu hüküm, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ve kalkınma ile yatırım bankalarının yürüttüğü işlemlerde önemli bir düzenlemeyi ifade eder. Bu düzenleme, işletmelerin vergisel açıdan işlem yaparken dikkate almaları gereken bir noktadır.

İlgili Tebliğ ve İndirim Yoluyla Telafi Edilen KDV

İlgili tebliğde, indirim yoluyla telafi edilen KDV için herhangi bir düzeltme yapılmayacağı belirtilmektedir. Bu durumda, finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV’nin bir kısmının indirim yoluyla telafi edilebilir olduğu göz önüne alındığında, bu indirim tutarının işlem sonucunda dikkate alınması gerekmektedir. İşletmelerin bu indirim tutarını doğru bir şekilde hesaplamaları ve gider olarak kaydetmeleri önemlidir.

Kiracıların Sorumluluğu ve İlave Edilecek KDV

Kiracılar, indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’yi “İlave Edilecek KDV” olarak beyan etmelidir ve bu tutar gider olarak dikkate alınacaktır. Kiracılar, KDV’nin indirim yoluyla telafi edilemeyen kısmını doğru bir şekilde belirleyip beyan etmelidirler.

Sat-Kirala-Geri Al İşlemlerinde İndirim Yoluyla Giderilemeyen KDV’nin Tespiti Ve Gider Boyutu

Sat-Kirala-Geri Al işlemleri, işletmelerin finansal stratejilerini yönlendiren önemli araçlardan biridir. Ancak, bu işlemler vergisel açıdan da dikkatle ele alınması gereken konulardır. Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun ilgili maddeleri, bu tür işlemlerdeki KDV muafiyetlerini ve vergisel etkilerini belirler. İşte bu bağlamda, finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV’nin tespiti ve gider boyutu önemli bir konu olarak karşımıza çıkar.

İlave Edilecek KDV ve Gider Olarak Dikkate Alınması

İlgili KDV tutarı “İlave Edilecek KDV” olarak beyan edilerek gider olarak dikkate alınacaktır. Bu, işletmelerin finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV yükümlülüklerini yerine getirmeleri için önemli bir adımdır. İşletmelerin bu tutarı doğru bir şekilde hesaplayıp beyan etmeleri ve gider olarak kaydetmeleri gerekmektedir.

Kısmi İstisna ve İlave Edilecek KDV

Söz konusu istisna, kısmi bir istisnadır. Bu durumda, mükellefler taşınır veya taşınmaz alımında yüklenilen KDV’nin bir kısmını ilave KDV olarak beyan etmelidir. Ancak, ilave edilen KDV’nin gider mi yoksa kanunen kabul edilmeyen gider mi olduğu hakkında farklı fikirler mevcuttur. Bu, işletmelerin muhasebe politikalarını belirlerken dikkate almaları gereken önemli bir husustur.

Sat-Kirala-Geri Al İşlemlerinde İndirim Yoluyla Giderilemeyen KDV’nin Tespiti Ve Gider Boyutu

Sat-Kirala-Geri Al işlemleri vergisel açıdan da dikkatle ele alınması gereken konulardır. Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun ilgili maddeleri, bu tür işlemlerdeki KDV muafiyetlerini ve vergisel etkilerini belirler. İşte bu bağlamda, finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV’nin tespiti ve gider boyutu önemli bir konu olarak karşımıza çıkar.

İlave Edilecek KDV ve Gider Olarak Dikkate Alınması

İlgili KDV tutarı “İlave Edilecek KDV” olarak beyan edilerek gider olarak dikkate alınacaktır. Bu, işletmelerin finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV yükümlülüklerini yerine getirmeleri için gereklidir. İşletmelerin bu tutarı doğru bir şekilde hesaplayıp beyan etmeleri ve gider olarak kaydetmeleri gerekmektedir.

Farklı Görüşler ve Kanunun Açıklamaları

İlk görüşe göre, Sat-Kirala-Geri Al işlemleri kurumlar vergisinden istisna olduğundan ilave edilen KDV’nin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. Diğer bir görüşe göre ise, Sat-Kirala-Geri Al işlemlerinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin doğrudan gider olarak kabul edilebileceği belirtilmektedir.

6728 sayılı Kanun’un gerekçesinde, bu tür işlemlerde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin gider olarak dikkate alınması amaçlanmıştır. Bu da, işletmelerin finansal kiralama işlemlerinden kaynaklanan KDV maliyetlerini gider olarak kaydetmelerini kolaylaştırmaktadır.

Finansman Erişiminin Zorlaştığı Dönemlerde Öneriler

Finansman erişiminin zorlaştığı dönemlerde, Sat-Kirala-Geri Al işlemlerinin teşvik edilmesi için KDV indiriminin kaldırılması önerilmektedir. Bu, işletmelerin finansal kiralama yöntemlerine olan ilgisini artırabilir ve ekonomik döngülerde daha etkin bir şekilde kullanılmalarını sağlayabilir.

Sat-Kirala-Geri Al İşlemlerinde Muhasebe Kayıtları

Sat-kirala-geri al işlemleri, bir varlığın önce satılması, ardından kiralanması ve sözleşme sonunda geri alınması olarak özetlenebilir. Bu işlemler, genellikle finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ve kalkınma ve yatırım bankaları tarafından yapılmaktadır. Muhasebeleştirme ise, işlemin türüne ve vergi istisnası durumuna göre değişiklik gösterir.

Genel Muhasebeleştirme:

  • Satış: Varlık satış bedelinden KDV hesaplanır ve Banka/Kasa hesabına alınabilir. Satış bedeli, “Dönem Karı” hesabına kredi olarak kaydedilir.
  • Kira: Kira bedelleri, “Kira Geliri” hesabına alacak olarak kaydedilir. Kira giderleri ise “Kira Gideri” hesabına borç olarak kaydedilir.
  • Geri Alım: Varlığın geri alım bedeli, “Varlık Hesabı”na borç olarak kaydedilir. Geri alım bedeli için KDV hesaplanır ve Banka/Kasa hesabına ödenebilir.

Vergi İstisnası Durumunda Muhasebeleştirme:

  • Satış: Satış bedeli “Dönem Karı” hesabına kredi olarak, “Sat-Kirala-Geri Al İstisnası Hesabı”na da borç olarak kaydedilir.
  • Kira: Aynı şekilde devam eder.
  • Geri Alım: Geri alım bedeli, “Sat-Kirala-Geri Al İstisnası Hesabı”na alacak olarak, “Varlık Hesabı”na da kredi olarak kaydedilir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • İşlemin tüm detayları, sözleşmede yer almalıdır.
  • Muhasebeleştirme, Vergi Usul Kanunu ve ilgili diğer mevzuata uygun şekilde yapılmalıdır.
  • İşlemin vergisel sonuçları için bir uzmana danışılması faydalı olacaktır.

Özetle: Sat-kirala-geri al işlemlerinde muhasebeleştirme, işlemin türüne ve vergi istisnası durumuna göre değişiklik gösterir. İşlemin tüm detayları ve vergisel sonuçları için bir uzmana danışılması önemlidir.

    Nasıl Yardımcı Olabiliriz?