Şirket kurma süreçleri, çeşitli prosedürleri ve maliyetleri göze almayı gerektirebilir. Ancak özel sektör çalışanlarının kendi işletmelerini kurması hem planlama hem de vergi açısından dikkat edilmesi gereken bazı durumlar içerir. Söz konusu kişilerin işletme kurarken göz önünde bulundurması gereken çeşitli kanunlar ve prosedürler bulunur. Hazırladığımız bu yazıda maaşlı çalışanların işletme açma durumundan söz ettik.
Sigortalı Çalışanlar Şirket Kurabilir Mi?
Sigortalı çalışanların şirket kurmalarının önünde spesifik olarak belirlenmiş yasal bir engel yoktur. Ancak bu durum, söz konusu kişilerin kendi işletmelerini açmalarının her koşulda mümkün olabildiğini göstermez.
Özel sektör personelini ilgilendiren koşulları İş Kanunu belirler. Şirket yöneticilerinin durumları da aynı kanunun konusudur. Bahsedilen kanunlarda sigortalı olarak çalışan kişilerin kendi işletmelerini açmalarını yasaklayan kesin bir madde yoktur. Dolayısıyla, böyle bir faaliyetin önünde kesin olarak kanuni bir engel olduğunu söyleyemeyiz.
Kanunların çalışırken şirket kurmak konusunda kesin bir yasağa sahip olması bunun her durumda mümkün olduğu anlamına gelmez. Personel ile işveren arasında imzalanan sözleşme, koşulların belirlenmesi açısından bağlayıcıdır. Söz konusu sözleşmede personelin işine devam ettiği süre boyunca başka bir şirket adına çalışmamasına ilişkin bir maddenin olması mümkündür. Ayrıca şirket kurma konusu da böyle bir maddeyle netleştirilebilir. Çalışan, bahsedilen maddeleri içeren bir sözleşmeye imza attığı andan itibaren koşulları peşinen kabul etmiş sayılır. Dolayısıyla, çalışma sözleşmesinde işletme açma durumunun aleyhinde bir madde varsa bu yasal bir engel olarak kabul edilir.
Sigortalı Çalışanın Şirket Kurması Durumunda Ne Olur?
Hâlihazırda maaşlı olarak çalışan birinin kendi işletmesini hayata geçirmesi hâlinde, işletmeyle yapılan sözleşme bağlayıcı olur. Bu antlaşmada çalışanın başka bir iş yapmasıyla ilgili herhangi bir yasak yoksa yasal bir müeyyide de söz konusu olmaz. Ancak aksi durumda personel sözleşmeden üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiş olarak kabul edilir. Böyle bir ihtimal gerçekleştiğinde ise firmanın kişinin iş akdini feshetme veya dava açma hakkı bulunur.
Personelin şirket kurmasının sözleşmede belirtilmediği hâlde sorun teşkil ettiği bazı durumlar da olabilir. Örneğin, kişinin hâlihazırda var olan görevlerini önceliklendirmesi gerekir. Yeni kurulan işin mevcut şirketin işlerini aksatması hâlinde işverenin sözleşmeyi feshetme hakkı bulunur. Dolayısıyla, kendi şirketini kuran bir çalışanın çalıştığı firmaya verimlilik ve kâr kaybı yaratmaması önemlidir.
Rekabet Hukuku
Personel ile işveren arasındaki ilişkiyi etik açıdan belirleyen bazı hususlar vardır. Rekabet hukuku bunlardan biridir. Çalışanın daha önce görev yaptığı şirketle rekabet etmesi kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu prensip, iş kolu ve sözleşme koşulları fark etmeksizin kendi işini kurmak isteyen bütün çalışanlar için geçerlidir. Örnek vermek gerekirse; personelin kendi işletmesi için çalışmakta olduğu firmanın müşteri portföyünü kullanması rekabet hukukuna aykırı bir durum olarak kabul edilir. Ayrıca şirketin sırlarının kullanılması ve onun imkânlarından yararlanılması da iş etiğine aykırıdır. İşletme, böyle bir durumda kendi şirketini kuran çalışana dava açma hakkına sahip olur.
Özel Sektör Çalışanları Limited Şirket Kurabilir Mi?
Sözleşmede aksi belirtilmediği sürece, çalışanların limited şirket kurmasında hukuki bir engel bulunmaz. Ancak, bu durum özel koşullara tabidir. Çalışanın aynı anda iki farklı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ödemesi alması mümkün değildir. Bu da demektir ki, kişi hem mevcut işletmesinin sigortasından yararlanıp hem de aynı anda limited şirketinin 4B kapsamında sigorta olanaklarından yararlanamaz.
Limited işletme sigortasından faydalanmak isteyen bir kişi, mevcut işyerinden ayrılmak zorundadır. Bu durumda 4B prim sistemi devreye girecek ve ilgili prim borcu oluşacaktır. Ancak, bu ayrılık sürecinde bazı karmaşıklıklar ortaya çıkabilir. Kişi, kendi limited işletmesinden sigorta yaptırmak için SGK’ya başvuruda bulunmalıdır. Bu, prim borçlarındaki olası karışıklıkları önlemek ve sigorta sürecini başlatmak için önemlidir.
Özel Sektör Çalışanının Kurduğu Şirket Fark Edilebilir Mi?
Özel sektörde çalışan birinin kurduğu şirket işveren tarafından fark edilebilir. Sözleşmede herhangi bir engel olmasa bile, işverenin bu tür bir sorgulamaya gitmesi, genellikle çalışanın görevlerini yerine getirmemesi veya iş ekipmanlarını kendi girişimi için kullanmasından şüphelenilmesi durumlarında ortaya çıkabilir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet siteleri üzerinden yapılan sorgulamalar, işverenlere çalışanlarının şirket sahibi olup olmadığı hakkında bilgi sağlar. Bu veritabanlarında kişinin üzerine kayıtlı olan işletmeler görülebilir. İşveren, bu sorgulamaları kullanarak çalışanlarının şirket sahibi olup olmadığını ve bu durumun iş performansına etkisi olup olmadığını değerlendirebilir.
Buna ek olarak, işverenin dikkatini çekebilecek durumlar arasında çalışanın görevlerini aksatması, iş yerinde çıkar çatışmalarına sebep olması veya iş kaynaklarını kendi girişimi için kullanması gibi durumlar bulunabilir. Bu tür durumlar, işverenin çalışanlarıyla ilgili daha yakından inceleme yapmasına ve şirket sahipliği gibi önemli detayları öğrenmeye yönlendirebilir.
Özel Sektör Çalışanının Şirket Kurması Emeklilikte Hak Kaybına Sebep Olur Mu?
Özel sektörde çalışan bir bireyin şirket kurduğunda emeklilik haklarında genellikle bir hak kaybı yaşanmaz. Ancak, bu süreçte dikkate alınması gereken bazı önemli detaylar bulunmaktadır. Bir çalışan, özel sektörde 4A (SSK) kapsamında sigortalı olarak çalışırken kendi şahıs şirketini kurarsa, emeklilik hakkı 4B (BAĞ-KUR) kapsamına geçiş yapar.
Bu durumda, kişinin adına 4A kapsamında yatırılan primler, yeni statü olan 4B’ye eklenir. Şahıs, şirketini kapatıp tekrar sigortalı bir işte çalışmaya başlamazsa, BAĞ-KUR emeklisi olma hakkını elde edebilir. Bu geçiş sırasında genellikle herhangi bir hak kaybı yaşanmaz ve kişi emeklilik hakkını korur.
Şirket kurduktan sonra tekrar sigortalı bir işte çalışmaya dönen kişilerin durumu değişebilir. Bu durumda, yeni işyerindeki prim ödemeleri ve çalışma süreleri de emeklilik hakkını etkiler. Dolayısıyla, bireyin emeklilik sürecini etkileyen faktörleri dikkatlice değerlendirmesi ve emeklilik hakkını korumak adına gerekli adımları atması önemlidir.
Özetle, özel sektör çalışanının şirket kurması genellikle emeklilik hakkında bir kayba neden olmaz. Ancak, bu süreçteki detayları anlamak ve gerekirse uzman bir danışmana başvurmak, kişinin emeklilik planlamasını doğru bir şekilde yapmasına yardımcı olabilir.