Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Şirket Ortaklıkları ve Yönetimi
Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Şirket Ortaklıkları ve Yönetimi
Ekim 3, 2024

Türkiye, hem yerli hem de yabancı şirketler için iyi yapılandırılmış bir vergi sistemine sahiptir. Türk vergi rejimi, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu gibi çeşitli yasalarla yönetilmektedir. Türkiye’de yatırım yapan yabancı şirketler, bazı uluslararası anlaşmalar ve şirketin özel durumlarına bağlı olarak bazı istisnalar dışında, Türk şirketleriyle aynı vergi kanunlarına ve düzenlemelerine tabidir.

Kurumlar Vergisi

Türkiye’de yabancı şirketlere uygulanan ana vergi, kurumlar vergisidir. 2024 yılı için Türkiye’deki kurumlar vergisi oranı %25’tir. Türkiye’de sürekli iş yeri veya sabit iş yeri bulunan yabancı şirketler, Türkiye’deki faaliyetlerinden elde ettikleri gelir üzerinden kurumlar vergisine tabidir. Türkiye’de sürekli iş yeri bulunmayan yabancı şirketler ise sınırlı vergi mükellefiyetine sahiptir ve sadece Türkiye kaynaklı gelirleri üzerinden vergilendirilirler. Bu gelirler arasında temettüler, faizler, gayrimenkul gelirleri ve lisans gelirleri sayılabilir.

Kurumlar vergisi matrahını belirlemek için şirketler, brüt gelirlerinden izin verilen giderleri düşerek net gelirlerini hesaplamalıdır. İzin verilen giderler arasında maaşlar, kira, hizmet bedelleri, amortisman ve diğer işletme ile ilgili giderler yer alır.

Stopaj Vergisi

Yabancı şirketler, Türkiye’den elde ettikleri bazı ödemeler üzerinden stopaj vergisine tabi olabilirler. Stopaj oranları, ödemenin türüne ve Türkiye ile yabancı şirketin bulunduğu ülke arasındaki vergi anlaşmasına göre değişiklik gösterir. Türkiye’de yaygın olarak uygulanan stopaj oranları şunlardır:

  • Temettüler: %15 (Vergi anlaşmaları ile düşürülebilir)
  • Faizler: %0 ile %10 arası (Faiz türüne göre değişir)
  • Lisans ücretleri: %20 (Vergi anlaşmaları ile düşürülebilir)
  • Hizmet bedelleri: %0 ile %20 arası (Hizmet türüne göre değişir)

Yabancı şirketler, Türkiye’deki vergi yükümlülüklerini hesaplarken geçerli stopaj oranlarını göz önünde bulundurmalıdırlar.

Katma Değer Vergisi (KDV)

Türkiye’de mal veya hizmet satışı gerçekleştiren yabancı şirketler, Katma Değer Vergisi’ne (KDV) tabidir. Türkiye’deki standart KDV oranı %18’dir, ancak bazı mal ve hizmetler için %1 ve %8 gibi indirimli oranlar da bulunmaktadır.

Türkiye’de sabit iş yeri olmayan yabancı şirketler, KDV yükümlülüklerini yerine getirmek için bir vergi temsilcisi atamak zorundadır. Vergi temsilcisi, yabancı şirket adına KDV kayıtlarını tutmak, KDV beyannamelerini vermek ve KDV ödemelerini yapmakla yükümlüdür.

Vergi Teşvikleri

Türkiye, yabancı yatırımları teşvik etmek ve ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla çeşitli vergi teşvikleri sunmaktadır. Yabancı şirketler için mevcut bazı önemli vergi teşvikleri şunlardır:

  • Yatırım Teşvik Sistemi: Bu sistem, belirli sektörler ve bölgelerdeki yatırımlar için vergi muafiyetleri, KDV muafiyeti, gümrük vergisi muafiyeti ve sosyal güvenlik primi desteği sağlar.
  • Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Teşvikleri: Türkiye’de Ar-Ge faaliyetleri yürüten yabancı şirketler, vergi indirimleri, gelir vergisi stopaj teşvikleri ve sosyal güvenlik primi desteği gibi avantajlardan yararlanabilirler.
  • Serbest Ticaret Bölgeleri: Türkiye’nin serbest ticaret bölgelerinde faaliyet gösteren yabancı şirketler, kurumlar vergisi, KDV ve gümrük vergisi muafiyetlerinden faydalanabilirler.

Bu teşviklerden yararlanabilmek için yabancı şirketlerin belirli kriterleri karşılaması ve ilgili düzenlemelere uyması gerekmektedir.

Çifte Vergilendirme Anlaşmaları

Türkiye, çifte vergilendirmeyi önlemek ve sınır ötesi yatırımları kolaylaştırmak amacıyla 80’den fazla ülkeyle çifte vergilendirme anlaşması (ÇVA) imzalamıştır. Bu anlaşmalar, Türkiye ile diğer imzacı devlet arasındaki vergi haklarının paylaşımını belirler ve genellikle belirli gelir türleri üzerindeki stopaj oranlarını düşürür.

Yabancı şirketler, Türkiye’deki faaliyetleri için en avantajlı vergi muamelesini belirlemek amacıyla, kendi ülkeleri ile Türkiye arasındaki ÇVA’yı incelemelidir.

Vergi Uyum Yükümlülükleri

Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin çeşitli vergi uyum yükümlülüklerine uyması gerekmektedir. Bu yükümlülükler şunlardır:

  • Kayıt: Yabancı şirketler, Türk vergi makamlarına kayıt yaptırmalı ve vergi kimlik numarası almalıdır.
  • Muhasebe: Yabancı şirketler, Vergi Usul Kanunu ve Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olarak defter ve kayıt tutmak zorundadır.
  • Vergi Beyannameleri: Yabancı şirketler, yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ve üçer aylık geçici vergi beyannameleri vermelidir. Yıllık kurumlar vergisi beyannamesi, mali yılın bitimini takip eden dördüncü ayın 25’ine kadar sunulmalıdır.
  • Vergi Ödemeleri: Yabancı şirketler, üçer aylık geçici vergi ödemeleri yapmalı ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesini verirken nihai vergi yükümlülüğünü ödemelidir.

Vergi yükümlülüklerine uymamanın sonucunda Türk vergi makamları tarafından cezalar ve faizler uygulanabilir.

Kontrollü Yabancı Şirket (CFC) Kuralları

Türkiye, bazı yurt dışı kaynaklı gelirlerin Türk vergisinden kaçınmasını önlemek amacıyla kontrollü yabancı şirket (CFC) kurallarını uygulamaktadır. Bu kurallara göre, Türk bir şirket, belirli şartlar altında yabancı bir bağlı şirketin dağıtılmamış karları üzerinden vergiye tabi tutulabilir.

CFC kuralları aşağıdaki durumlarda uygulanır:

  • Türk şirketi, yabancı bağlı şirketin en az %50’sine doğrudan veya dolaylı olarak sahipse.
  • Yabancı bağlı şirketin yerleşik olduğu ülkedeki efektif vergi oranı %20’den düşükse.
  • Yabancı bağlı şirketin pasif gelirleri (örneğin temettüler, faizler, lisans gelirleri) toplam gelirinin %25’ini aşarsa.

Yabancı şirketler, Türkiye’deki yatırımlarını yapılandırırken CFC kurallarının olası etkilerini göz önünde bulundurmalıdır.

Türkiye’nin yabancı şirketler için oluşturduğu vergi sistemi, yabancı yatırımları çekmek ve adil bir vergi ortamı sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Kurumlar vergisi, stopaj vergisi, KDV, vergi teşvikleri ve çifte vergilendirme anlaşmaları gibi Türk vergi yasalarının ana unsurlarını anlayarak, yabancı şirketler Türkiye’deki faaliyetlerini etkili bir şekilde planlayabilir ve vergi yüklerini minimize edebilir.

Yabancı şirketlerin, Türk vergi yasalarına ve düzenlemelerine aşina olan vergi uzmanlarından profesyonel danışmanlık almaları, uyum sağlamalarını ve mevcut vergi teşviklerinden yararlanmalarını sağlamak açısından önemlidir.

Türkiye’deki Vergi Kanunları Kapsamında Yerleşik ve Yerleşik Olmayan Şirketler Arasındaki Temel Farklar


Türkiye’de şirketlerin yerleşik ya da yerleşik olmayan olarak sınıflandırılması, vergi yükümlülüklerini önemli ölçüde etkiler. Bu ayrım, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı yatırımcılar ve işletmeler için oldukça önemlidir. Aşağıdaki bölümlerde, Türkiye’deki vergi kanunlarına göre yerleşik ve yerleşik olmayan şirketler arasındaki temel farklar özetlenmiştir.

Yerleşiklik Tanımı

Yerleşik Şirketler: Bir şirketin Türkiye’de yerleşik sayılabilmesi için ya kanuni merkezi ya da iş merkezinin Türkiye’de bulunması gerekir. Bu, bir şirketin Türkiye’de kayıtlı olması veya ana iş operasyonlarını burada yürütmesi durumunda, vergi amaçları doğrultusunda yerleşik bir kuruluş olarak kabul edildiği anlamına gelir.
Yerleşik Olmayan Şirketler: Buna karşılık, hem kanuni merkezi hem de iş merkezi Türkiye dışında bulunan bir şirket, yerleşik olmayan olarak sınıflandırılır. Yerleşik olmayan şirketler, sadece Türkiye’den elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirilir ve dünya genelindeki gelirleri üzerinden vergilendirilmezler.

Gelir Vergilendirmesi

Yerleşik Şirketler: Yerleşik şirketler, hem Türkiye içindeki hem de uluslararası operasyonlardan elde ettikleri gelirler üzerinden kurumlar vergisine tabidirler. 2024 yılı için Türkiye’deki kurumlar vergisi oranı %25’tir. Bu, yerleşik şirketlerin, kazandıkları kârların kaynağı ne olursa olsun, tüm gelirlerini beyan etmeleri ve vergi ödemeleri gerektiği anlamına gelir.
Yerleşik Olmayan Şirketler: Yerleşik olmayan şirketler ise sınırlı vergi yükümlülüğüne sahiptirler, yani sadece Türkiye kaynaklı gelirleri üzerinden vergilendirilirler. Bu, Türkiye’de gerçekleştirilen faaliyetlerden, Türk müşterilerine yapılan mal ve hizmet satışlarından ve Türkiye’deki gayrimenkullerden elde edilen gelirleri kapsar. Yerleşik olmayan şirketler için uygulanan kurumlar vergisi oranı da %25’tir, ancak bu vergi sadece Türkiye kaynaklı gelirler üzerinden hesaplanır.

Daimi İş Yeri (PE) Kriterleri

Yerleşik olmayan şirketlerin vergi yükümlülüklerini belirlerken önemli bir faktör, Türkiye’de daimi bir iş yerinin (PE) olup olmamasıdır.
PE Tanımı: Türk vergi kanunlarına göre, yabancı bir şirketin Türkiye’de sabit bir iş yeri varsa veya şirket adına sözleşme yapma yetkisine sahip bir temsilci aracılığıyla iş yapıyorsa, daimi iş yeri mevcut sayılır. Daimi bir iş yerinin oluşması için belirli bir süre gerekmemektedir; kısa vadeli faaliyetler dahi vergi yükümlülükleri doğurabilir.
PE’nin Vergi Sonuçları: Eğer yerleşik olmayan bir şirketin Türkiye’de bir PE’si varsa, o iş yerine atfedilebilen kârlar üzerinden vergilendirilir. Bu, PE aracılığıyla elde edilen gelirlerin, yerleşik şirketlerde olduğu gibi, Türk kurumlar vergisine tabi olacağı anlamına gelir.

    Nasıl Yardımcı Olabiliriz?